Twilight Saga Türkiye Fan Forum | Twilight Newmoon Eclipse Türkiye

26 Eylül 2009 Cumartesi

Tuba'dan Özel Açıklamalar

Sevdaya Durmak filminde sevdiği erkeğe inanan, sorgulamadan, korkuları olmadan sadece seven Esma diye bir karakteri canlandırıyorum.

Karadeniz şivesi yapabilmek için 3 hafta çalıştım. Ayrıca horon deyince duramıyorum,
çok sevdim bu dansı. Filmi çok zor şartlarda çekiyoruz, mesela benim dizimde problem oluştu, her tarafımı sinekler ısırdı. Her gün yağmur yağması da bizi çok zorluyor.

* Filmde gizli Hıristiyan olan bir erkeğe aşığım ama ben normal hayatımda her türlü ayrımcılığa karşıyım. Ben bir Hıristiyan ailede doğabilir ve Hıristiyan olabilirdim.
Din ayrımı asla benim aşkım için engel teşkil edemez. Tuğçe Kazaz örneğindeki gibi ben yargılamam, bir gün yadırgadığın bir şeyi kendin yapabilirsin.

* Bir ilişkide aşkın zamanla bittiğine inanmıyorum, hayatı boyunca aynı kişiye aşık kalan insanlar var. Aşk hayatı yaşanılabilir hale getiriyor.

* Her yaptığım proje içimde yaşadığım bir patlama oluyor. Hepsinde kendi içimde bir
basamak yukarı çıkıyorum. İnsanların gözünde değil, kendi içimde.

* Oyuncu olma hayalim yoktu, bu anlamda kadere çok inanıyorum.

* Okuldayken bir sürü takma adım varmış, 5-6 tane kadar. Ayrıldıktan sonra öğrendim,
bunlardan biri de Nefertiti ;ymiş. (Gelmiş geçmiş en güzel kraliçe olarak kabul edilen antik Mısır kraliçesi)

* Bir insan sadece güzelliğiyle ilgi çekemez. Karakter yapısı ve duruşuyla bir bütündür.
Benden kat kat güzel insan var hem Türkiye de hem dünyada. Anketlerde çıkıyor olmam,
beğeniliyor olmamın sadece güzellikten kaynaklı değil, insanlar beynimi de seviyor.

* Bir iş teklifi geldiğinde o karakteri normal hayatımda da düşünüyorsam, onunla tartışıyorsam kabul ederim. Yani yolda yürüdüğüm zaman, kahve içtiğim zaman, o benimle olmaya devam ediyorsa, aklıma girmiş oluyor ve o projede yer almaya karar veriyorum.

Türkiyenin En Esmer Güzeli Tüba Büyüküstün

Ayaklı Gazete, Türkiye'nin en güzel esmer kadınını belirledi. "Asi" güzel Tuba Büyüküstün, açık ara farkla ankette 1'inci oldu. İşte Türkiye'nin en güzel esmerleri..

Düzenlediği anketlerle Türk halkının medyatik isimlere karşı duruşunu ortaya koyan Ayaklı Gazete, bu hafta "Türkiye'nin en güzel esmer kadını"nı belirledi. On günde rekor bir katılımla tam 57.309 kişinin oy kullandığı ankette "Asi" dizisiyle büyük bir hayran kitlesi edinen ve masum güzelliğiyle beğeni toplayan Tuba Büyüküstün, oyların yüzde 36'sını alarak, "Türkiye'nin en güzel esmeri" ilan edildi.

Fantezi müziğinin ünlü sesi Ebru Gündeş ise sürpriz bir çıkış yaparak, Tuba Büyüküstün'ün ardından yüzde 13 oranında oy alarak 2'nci oldu. İnternette hayranları tarafında fan kulüpleri kurulan ve sevenlerinin büyük desteğini alan Ebru Gündeş, bu sayede anketimizde büyük bir oy sayısıyla Türkiye'nin en güzel 2'nci esmer kadını oldu.

Tuba Büyüküstün'e en büyük rakip olarak gösterilen bir başka masum güzel Beren Saat ise, büyük oy farkıyla liderliği Tuba Büyüküstün'e kaybetti ve Ayaklı Gazete'nin anketinde oyların yüzde 11'ini alarak 3'üncü oldu. "Aşk-ı Memnu"daki baştan çıkarıcı sahneleriyle olay yaratan ve tüm yazın en çok konuşulan sevişme sahnesine imza atan Beren Saat, buna rağmen sıralamada Ebru Gündeş'in ardında yer aldı.

Fizikleri ve güzellikleriyle öne çıkan ve hem fotomodellik hem oyunculuk yapan iki ünlü isim, aynı oy oranını alarak listenin 4'üncülüğünü paylaştı. Berrak Tüzünataç ve Hande Subaşı, hayranları tarafından yüzde 8 oranında oy alarak, Türkiye'nin en güzel esmerleri sıralamasına 4'üncü olarak girdi. Fizikleri ve renkli gözleriyle ekranların da aranılan yüzleri arasında giren ikili, sıralamaya giren tek manken olma ünvanına sahipler.

"Dünya Güzeli" Azra Akın ise aldığı oy oranıyla hayal kırıklığı yaratırken, Bergüzar Korel, Özgü Namal, Fahriye Evcen ve Nurgül Yeşilçay gibi sinema ve televizyonun popüler güzelleri birbirlerine yakın oy oranlarıyla sıralamanın altında kaldı.


İşte Ayaklı Gazete okurlarına göre Türkiye'nin en güzel esmer kadınları:


Tuba Büyüküstün - % 36

[Resim: tubaanket1.jpg]

Tuba Büyüküstün'ün Yepyeni Röportajı

Tuba Büyüküstün 'Laz kızı Esma' oldu


Tuba Büyüküstün
'Sevdaya Durmak' filminde Esma adlı bir Karadeniz kızını oynayan Tuba Büyüküstün, yeşil vadilerin arasından dereleri takip ederek ulaştığımız film setinde bizi çiçekli yazması ve yöresel kıyafetiyle karşıladı.



Büyüküstün, "İstanbul'u seviyorum. Uzun süreli sakin bir yerde yaşayabileceğimi sanmıyorum." dese de, buradaki olağanüstü manzaradan çok etkilendiğini belirtiyor.

2010 yılının Mart'ında vizyona girecek 'Sevdaya Durmak' isimli filmde bir Laz kızını canlandıran Tuba Büyüküstün, yöresel kıyafetleriyle sanki 20 yıllık Karadenizli gibi. İnsanı adeta boğarak özgürleştiren yeşil vadilerden kıvrılarak, hiç dinmeyen yağmurun katıldığı dereleri takip ederek ulaştığımız film setinde bizi çiçekli yazması ve yöre kıyafetiyle karşılayan Büyüküstün, 'İstanbul'un kaosunda yaşamayı seviyorum. Uzun süreli sakin bir yerde yaşayabileceğimi sanmıyorum' diyor. Büyüküstün ile sakin sakin konuştuk.

Laz kızı Esma rolü size teklif edildiğinde bugüne dek televizyonlarda harcıâlem kullanılan Karadeniz şivesinin çok tüketildiğini düşünüp de kararsız kaldığınız bir an yaşadınız mı?

Yok hayır, hiç olmadı. Baz aldığım şey senaryo ve yönetmendir zaten. Yönetmenimizin Karadenizli olması büyük bir avantaj, bir terslik olduğunda anında müdahale ediyor çünkü. Sonuçta her film, her oyun başkadır benim için.

Dizilerde gösterdiğiniz oyunculuk performansı nedeniyle birçok film teklifi almışsınızdır sanırım. Sevdaya Durmak filminde sizi çeken ne oldu ki, başrolü kabul ettiniz?

İlk projeyi çekmek için birçok unsurun bir araya gelmesi lazım. Ama çok iyi film teklifleri de geldi. Ancak ya bir dizide oynuyordum zamanım uyuşmadı, ya da onların zamanıyla olmadı. Dizi yaparken arada sinema filmi yapmak istemedim. Bu filmde senaryonun iyi olması, Yusuf Kurçenli'nin filminin olması, zamanımın olması gibi birçok olumlu koşullar bir araya geldi. Ve yapmaya karar verdim.

Sinemada oyuncu olmakla bir dizide oynamak arasında fark var mı sizin için?

Ben oyunculuğa dizi ya da sinema oyunculuğu diye bakmıyorum. Oyunculuk oyunculuktur. Kendi içinde farklılık gösteriyordur ama sadece farklı yöntemler görüyor ve farklı deneyimler kazanıyorsunuz.

Sizin bir tiyatroculuk geçmişiniz yok ve 'her şeyi deneme yanılma yöntemiyle öğreniyorsunuz' bir bakıma. Bu ilk sinema deneyimi ya bir yanılmaya dönüşürse...

Pişman olacağımı düşüneceğime dair kafamda en küçük bir şüphe olsaydı bu işi hiç yapmazdım zaten. Burada çok iyi ve deneyimli bir ekip ve senaryomuz var. Bana düşen, bunu oynamak.

Siz dışarıdan çok sakin bir görüntü çiziyorsunuz. Oysa Karadeniz insanı bunun tam tersine, yerinde duramayacak kadar hareketli yapıya sahip. Bu farklı karakter çelişkisi sizi zorladı mı?

Yoo, zorlanmadım. Bir yeri anlamak için o yerin toprağına ayak basmak gerekir, sonrası geliyor. Zaten toprak, ipuçlarını sana veriyor.

Şive de mi zorlamadı yani?

Tabii ki zor, kolay diyemem. Burada insanlar doğdukları andan itibaren bu şiveyi kullanıyor, ben ise 3-4 haftalık çalışmayla şive yapmaya çalıştım. Yusuf Bey'e sonsuz güvendiğim için bir endişe duymadım, bu yüzden sete rahat girdim.

Oyunculuk, kendini yönetmene bırakmak mıdır yoksa kendi karakterini ortaya koymak mıdır?

İyi bir iş ortaya çıkması için, bir oyuncu ile yönetmenin karakter hakkında konuşmaları ve aynı noktaya ulaşmaları gerekir. Eğer senarist yönetmen değilse, senaristin yazdığı karakter ile oyuncu ve yönetmenin hayaliyle aynı noktada buluşmalı. Yoksa karakterin doğru çıkabileceğine inanmıyorum ben.

En sevdiğiniz kelime hangisi oldu?

Konuşması çok keyifli bir şive, hoş bir tını ve melodisi var bu şivenin. Toprak vücut dilini, vücut dili konuşma ritmini, konuşma ritmi koşma ritmini getiriyor. Her şey birbirine bağlı, birbirinden ayırmak zor.

Siz küçükken genetik bilimci olmak istiyormuşsunuz. Karadeniz insanının genetik yapısını çözmeniz mümkün oldu mu?

Ama genetik okumadım, sadece istiyordum. (Gülüyor)

Burada yaşamayı ister miydiniz peki?

Aslında benim ruhum sakin değil. (Gülüyor) Ben sakin bir insan değilim. Sonuçta İstanbul'da doğdum ve orada büyüdüm. İstanbul'un kaosuna çok alışkınım. Buradan çok keyif alıyorum, buraya gelip bir-iki ay geçirmek çok keyifli olabilir, şu an da korkunç keyif alıyorum. İstanbul'u özlemedim henüz, bir ay sonra özleyebilirim yani; o kaos ve karmaşaya alışıyorsunuz. Başka büyük şehirlere gittiğinizde bile İstanbul'daki kaosu arıyorsunuz. Böyle bir yerde uzun süreli yaşayabileceğimi sanmıyorum.

Çamlıhemşin'deki yöre halkıyla iletişiminiz nasıl?

Çok güzel ve çok keyifli. Evlerine gidiyoruz sık sık, çaylarını içiyoruz. Geçen gün yolda yürürken bir bey geldi "Aaa Tuba Hanım hoş geldiniz, hiç buraları değerlendirmeyi, bir şey çekmeyi düşünmüyor musunuz?" dedi. "Zaten çekiyoruz." deyince teşekkür etti ve "Hoşça kalın" deyip gitti. (Gülüyor)

'Sevdaya Durmak' filminde Müslüman bir Laz kızı olan Esma'yı canlandırıyorsunuz. Peki Esma, sonradan Hıristiyan olduğu ortaya çıkan Mustafa'nın (Kenan Ece) Hıristiyan olduğunu daha önce bilseydi, yine ona âşık olur muydu?

Esma için çok önemli değil, karşısındaki insanın gözlerine bakıp kendini görebiliyorsa, onun peşinden gidebilen bir karakter.

Gerçek hayatta Hıristiyan bir erkeğe âşık olup onunla evlenir miydiniz?

Siz Hıristiyan bir kadını sevmez misiniz? (Gülüşmeler)

Soruya soruyla karşılık vermek yok ama. Bu filmde rol alsaydım cevabımı verirdim.

O benim yerimde, ben onun yerinde olabilirdim. Hayata öyle bakıyorum. Aslında benim bunlara cevap vermem çok farazi. Her şey oluştuğu koşullar içinde değerlendirilmesi ve konuşulması gereken şeyler.

Aşk, bütün karşıtlıkları ve önyargıyı silip atan bir şey mi?

Bilmiyorum sonuçta çevremizde öyle insanlar yok mu? Çok karşı olduğu bir ideolojinin ya da görüşün karşısında olan birine âşık olabiliyor ve o zaman hiçbir şeyin önemi kalmıyor. Hiçbir zaman hiçbir şeyimiz daimi değildir ki? Sürekli değişiyor, sürekli dönüşüyor, sürekli devinim içindeyiz insan olarak.

O zaman bu kadar önyargı neden insanlarda? Bunu kırmak için ne gerekiyor?

İnsanların her zaman empati kurması gerekiyor. Kendini karşındakinin yerine koyacaksın ki, o zaman anlayabilirsin bazı şeyleri.

19. yüzyıl başlarında geçen bir hikâyeyi anlatıyor film. Siz hangi yüzyılda yaşamak isterdiniz?

(Gülüyor) Daha önceki bütün dönemleri merak ediyorum aslında, hepsi ilgimi çekiyor.

Oyunculuk sizin için tek seçenek mi?

Tek seçenek değil, bir sürü seçeneğim var önümde. Ama şu anda yapmaktan mutlu olduğum tek şey.

'Benim Güzel Meleğim' isimli bir dizide oynayacağınız yazılıyor bu sezonda. O ne durumda?

O belli değil daha, yazdılar ama bizden çıkan bir şey değildi. Hiçbir şey belli değil henüz.

Bu filmde oynamasaydınız da, sinemada karşılaşsaydınız, nesi ilginizi çekerdi?

Yalınlık ve sadeliği çekerdi. Ve kuşkusuz ki görüntüleri çekerdi. Muhteşem görüntülerimiz var. Yemyeşil harika bir taş köprümüz var. Köprü zaten filmin ana nesnesi.

Laz kızı rolünü başarıyla canlandırdığınızda muhtemelen yeni teklif edilecek roller de yine Laz kızı olacak çoğunlukla. Bu, bir daha oynamak isteyeceğiniz bir karakter olacak mı?

Hiçbir zaman birbirine benzer karakter oynamadım. Bütün karakterlerden keyif aldım. Keyif almadığım hiçbir rolü oynamadım. s.zengin@zaman.com.tr




Efsanevi bir aşk hikayesini konu edinen filmin kadrosunda Tuba Büyüküstün, Kenan Ece, Hakan Eratik, Ayla Algan, Aliye Esra Salebci, Alp Öyken, Ayşe Tunaboylu, Civan Canova gibi isimler bulunuyor.


Keşke böyle bir zaman ve böyle bir konakta yaşasam...
Karadeniz'de bu kadar yağmura maruz kalmak nasıl bir duygu?

Çok güzel yağmıyor mu? (Gülüyor)

Çok güzel de ıslatıyor?

Evet öyle, programımızı aksatıyor ama o bile çok keyifli.

Siz burada kalmaya niyetlisiniz anlaşılan! (Gülüşmeler) Böyle bir konak hayatı cazip geliyor mu size?

Ya çok zor değil mi bu? Burayı temizlemek, burayı ayakta tutabilmek çok zor ve bunu becerebilenler bende hayranlık uyandırıyor. Keşke o kadar hayatıma ve kendime zaman ayırabilsem... Keşke böyle bir zaman ve böyle bir konakta yaşasam yani... Şimdi çok hızlı, kompakt ve pratik olmak zorundayız.

Bu yörede sizi en çok etkileyen şey ne oldu?

Bütün dağlardan su akıyor olmasına bayıldım. Muhteşem bir şey. Bu, doğanın ne kadar güçlü olduğunu ve onun bir parçası olduğumuzu hatırlatıyor. Ama daha gezemedim bile buraları, dışarı çıkamadım. Setten sete gidiyorum sadece.

İstanbul'a döndüğünüzde burası özleyeceğiniz bir yer mi olacak?

Kesinlikle, hayatıma girecek bir yer. Mutlaka tekrar gelirim buraya. Hep gelmek istediğim ve ertelediğim bir şeydi bu senelerdir.

Bu erteleme işi, zamansızlık mı karakter meselesi mi sizde?

İkisi de sanırım. Dizide sürekli 20-22 saat çalışıyorsunuz, haftada bir gün de tatiliniz var. Haliyle zaman sorunumuz var.

Kostümlerinizi beğendiniz mi?

Çok beğendim, harika. Ayrıca dört tane şarkı öğrendim ve horon da oynuyorum.

Yemekler?

Hamsi yiyemedik, mevsimi değil galiba. Bol bol mıhlama, Laz böreği ve alabalık yedik. Laz böreği yerken 'Laz böreği, ama tatlı!' diye uyardılar. (Gülüşmeler) ZAMAN

H. SALİH ZENGİN
26 Eylül 2009, Cumartesi

25 Eylül 2009 Cuma

Ayder Yaylası’nda Yaşak Aşk



Güzel oyuncu Tuba Büyüküstün, ilk kez bir sinema filminde kamera karşısına geçti. Güzel oyuncu, yapımcılığını Nesteren Davutoğlu'nun üstlendiği, Yusuf Kurçenli'nin senaryosunu yazıp yönettiği, Kültür Bakanlığı destekli 'Sevdaya Durmak' filminde; büyük bir aşkın iki kahramanından biri olan 'Esma' karakterini canlandırıyor.

Yaylada çekiliyor
2010'un mart ayında vizyona girmesi beklenen ve Rize'nin Ayder Yaylası'nda çekilen filmde, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde Doğu Karadeniz'de yaşanan yasak bir aşkın öyküsü anlatılıyor. Filmde başrolleri Büyüküstün'le birlikte Kenan Ece ve Hakan Eratik paylaşıyor. Karadeniz müzikleri ile yoğrulan filmin kostümleri ise ünlü modacı Bahar Korçan imzası taşıyor. Çekimleri 10 Ekim'de tamamlanacak film için bir süredir Rize'de olan Tuba Büyüküstün, Doğu Karadeniz'in yağışlı iklimi ve sarp doğa örtüsü nedeni ile çok zorlandıklarını söyledi.

İlk gün dizini incitti
Çekimlerin başladığı gün dizini incittiğini anlatan güzel oyncu, her zorlu sahnede dizinin tekrar şiştiğini ifade etti. "Yağışlı hava nedeniyle günlerce güneşi göremedik" diyen Büyüküstün'ün sivrisineklerle de başı dertteymiş. Sivrisinekler yüzünden tüm vücudunun yara bere içinde olduğunu söyleyen oyuncunun, yoğun tempodan dolayı suratının da sivilce ile dolduğu dikkatlerden kaçmadı.

10 filmim var ama bu ilk filmim gibi
Beş yıldır senaryo üzerinde çalıştığını söyleyen Yusuf Kurçenli, bu güne kadar 10 tane sinema filmi yapmasına rağmen, 'Sevdaya Durmak'ı ilk filmi olarak gördüğünü ifade etti. Usta yönetmen, şöyle konuştu: "Filmde aşkın önündeki engeller, ayrımcılıktan kaynaklanıyor. Ayrımcılık aynı zamanda insanlığın önündeki engel. Daha güzel bir dünya kurabilmemiz, engelleri aşmamıza bağlı. 'Sevdaya Durmak' buna inanıyor, çünkü insana inanıyor."

Tuba Üstün Başrolde Laz Kızı


Yusuf Kurçenli'nin yazıp yönettiği Sevdaya Durmak adlı sinema filminde başrolü üstlenen Tuba Büyüküstün, Karadeniz şivesiyle konuşmakta zorlanmıyor.



Yusuf Kurçenli'nin yazıp yönettiği Sevdaya Durmak adlı sinema filminde başrolü üstlenen Tuba Büyüküstün, Karadeniz şivesiyle konuşmakta zorlanmıyor.

Filmde Esma adlı Laz kızını canlandıran oyuncu, önce Hemşin şivesi için ders aldı, ardından horon öğrendi:

�Rize'ye gelmeden önce, çalışmaya başladık. Rize'ye geldiğimizde de şive ve halk oyunları dersleri aldık. Horonu, Hemşince'yi öğrendik. Hemşince diyorum çünkü birçok Laz şivesi var. Horon denince artık yerimde duramıyorum.

Üstün, filmin konusunu da böyle anlatıyor:

Osmanlı'nın son dönemlerinde Doğu Karadeniz'de yaşanan bir aşk hikayesi anlatılıyor bu filmde... Başrolleri Kenan Ece ve Hakan Eratik'le paylaşıyoruz. Ayrıca Ayla Algan'dan Civan Canova'ya, Hakan Karahan'dan Tomris Oğuzalp'e kadar pek çok usta da kadromuzda yer alıyor. Ben Esma'yı canlandırıyorum, Kenan Ece, Hıristiyan olduğunu gizleyen sevgilimi oynuyor. Hakan Eratik de Esma'ya aşık bir delikanlı rolünde...

Kaynak:(nethaber)

Tuba Büyüküstün'den Süpriz Film

Asi´nin güzeli Tuba Büyüküstün, şu sıralar Rize´nin yaylalarında film çekiyor.

Yusuf Kurçenli´nin yönettiği filmde bir Laz kızını oynayan Tuba Büyüküstün´e Kenan Ece eşlik ediyor. Ayla Algan´ın torunu rolünde oynayan Tuba Büyüküstün, ilk kez bir sinema filminde rol alıyor. Genç oyuncu, daha önce Çağan Irmak´ın ´Babam ve Oğlum´ filminde kısa bir rolde yer almıştı. Büyüküstün, ilk başrolünü oynadığı film için yaklaşık 20 gündür Rize´nin Ayder Yaylası´nda bulunuyor. Film için Horon dersleri alan Tuba Büyüküstün, aynı zamanda şive için de dersler alıyor. Müslüman bir kız ile Hristyan bir gencin aşkını konu alan ´Sevdaya Durmak´ isimli filmin 10 Ekim´de bitmesi planlanıyor. Filmin görüntü yönetmenliğini ise ünlü Fransız görüntü yönetmeni Colin Mounier yapıyor. Film çekimlerinin tamamlanmasının ardından Tuba Büyüküstün, Asis Yapım´ın yapımcılığını üstleneceği bir dizi projesinde oynayacak.